Kudüs üç semavi din açısından da büyük önem taşımaktadır. Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik açısından önemli kutsal yapıları bulunduran bu şehir tarih boyunca birçok savaşa sahne olmuş, defalarca yıkılmış ve tekrardan inşa edilmiştir. Tarih boyunca birçok kez el değiştirmiş olan Kudüs, en uzun Osmanlı hâkimiyetinde kalmış, birçok onarımı ve eklemeleri Osmanlı tarafından yapılmıştır. 610 yılında Müslümanların ilk kıblesi olması ve Hz. Muhammed’in 10 sene sonrasında Miraç’ a bu şehirden çıkması sebebiyle İslamiyet açısından oldukça önemlidir.
Birçok İslami tur firmaları Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ ya turlar düzenlemektedir. Peygamberimizin Hz. Meymune’ nin Kudüs’ü sorması üzerine “Oraya gidin ve orada namaz kılın” diyerek önemini vurgulamış olması, İslamiyet eserlerinin güzelliği, yeryüzünün Arş-ı Ala’ ya en yakın yeri olmasının deneyimlenmesi, oradaki maneviyatı, yüksek enerjiyi hissetmek için, gitmeye değer dünyanın en güzel bölgelerinden birisidir. Uçak biletiniz ve vize işlemleriniz de yine tur firmanız tarafından kolaylıkla halledilecektir. Size sadece Kudüs’ü gezmek ve atmosferi yaşamak kalır.
Kudüs turu esnasında bazı şaşkınlıklar yaşamanız mümkün. Semavi dinler açısından önemi ve tarihi yapılarının yanı sıra kent kozmopolit bir yapıya sahip. Gitmeden önce köhne veya çok eski bir şehir hayal edenler, bu açıdan biraz şaşırabilir. Tarihi yapılar çoğunlukla Doğu Kudüs’te yer almaktadır. Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra da Doğu Kudüs’ tedir. Dar tarihi sokakları olan eski yerleşim, dört bölümden oluşmakta ve Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Ermeni mahallelerinden oluşmaktadır. Eski Kudus’ ün sokaklarını gezdiğiniz zaman kendinizi Osmanlı döneminde bir sokakta yürüyormuş gibi hissedeceğiniz, zamanda bir yolculuk yapıyor hissine kapılacağınız tarihi dokular sizi misafir edecektir. İstanbul’daki kapalı çarşıyı andıran çarşısı da sizi yine kendi şehrinizde gibi hissettirecektir.
Emevi halifesi Abdülmelik tarafından Tapınak Tepesi üzerine inşa edilmiş olan Kubbet-Üs Sahra, en son mimari haline Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in Kudüs’ü fethiyle günümüzdeki haline ulaşmıştır. Tarihi sürecinde gördüğü zararların geniş çaplı tamiri Kanuni Sultan Süleyman ve 2. Abdülhamit dönemlerinde yapılmıştır. İslamiyet açısından bu yapının önemi ise tam üstünde, havada durduğuna inanılan Hacer-i Muallak üzerinden Hz. Muhammed’in (sav.) Miraç’a yükselmiş olmasından ileri gelir. Duvarlarında bulunan çiniler de size tanıdık gelecektir, çinileri İznik çinisidir. Mescid-i Aksa ise üç büyük din açısından kutsal sayılan bölgelerden biridir. Arapçada “en uzak” manasına gelen el aksa kelimesinden adını almış ve Mekke’ye en uzak mescit olmasından dolayı bu şekilde isimlendirilmiştir. Kuran-ı Kerim’ de İsra Suresi 1. Ayetinde de yer almaktadır. İlk ne zaman yapıldığının kesin tarihi bilinmemekle beraber, hadislerden ulaşılan bilgilere göre Kabe’den kırk yıl sonra inşa edilerek, İslam’ın ikinci ibadet noktası haline gelmiştir.