Biz Sizi Arayalım
Bizimle İletişimde Kalın

Mübarek Şehir Kudüs

Mübarek Şehir Kudüs

Icon 30 Ekim 2018
Icon Editör Sümeyra BOLAT
Icon 0 yorum

UTANIYORUM .. UNUTAMIYORUM ..

           Ruhum, aklım, fikrim, kalbim Kudüs’te kaldı.. Kubbet-üs Sahra’daki teyzeye burada namaz kılınca bize hep dua et, Erdoğan’a dua et olur mu dediğimde “Sen ne söylüyorsun biz size secdelerde dua ediyoruz” diyerek ağlamasını unutamıyorum..

          Aksa’nın avlusundaki amcanın “Biz su ile tuz ile yaşar Kudüs’te nöbet tutatırız, beş çocuğum var ikisi Aksa için şehit oldu kalan üçü de Aksa için şehit olsun ama Aksa hür olsun, Arap Kralları bizi yalnız bıraktı, bizler inanıyoruz ki zafer buraya Türkler’in eliyle gelecek!” diye haykırışı kulaklarımda çınlarken Kudüs’ü sahipsiz bıraktığımız için utanıyorum..

          El-Halil’deki Ahmet kardeşime istersen Erdoğan’a selamını ileteyim deyince yaşadığı o heyecanı târif dahi edemiyorum.. “Bizim sizin lideriniz gibi bir liderimiz yok, vallahi biz sizi kendimizden daha çok seviyoruz” diyerek bize nasıl umut bağladığına şahit olunca umutlarını boşa çıkarmaktan korkuyorum..

           Kubbet-üs Sahra’nın altında cuma hutbesini dinlerken hoca efendinin, bir karış toprağını satmamıştı diyerek örnek gösterdiği Atam Abdulhamid Han ile grurlanacakken bugün torunlarının Kudüs’e niye gittin? sorularıyla muhatap olduğum için vicdan azabı çekiyorum..

           Filistinli Muhammed hocamın, Kudüs’teki eserlerin %70’i ecdadınız Osmanlı’ya ait dediği bu topraklarda, bu gün ‘Türkler Nerede?’ sorusunu sordurduğumuz için daha çok utanıyorum..

           Yine Filistinli Musa hocamın hapse girince “Ulan şimdi  kim taş atacak!” diye hayıflandığını hatırlayınca, bana söylenen boşver şimdi gitme oralar karışık, sözlerini hatırlıyor, Allah Azze ve Celle’nin Kur-an’da “Etrafını mübarek kıldığımız” diyerek zikrettiği Aksa için ne yaptın? sorusuna cebap verememekten korkuyorum.. Ve yine Musa hocamın “Filistin’de anneler sabah dörtten sonra hiç uyumuzlar biliyor musunuz? Çünkü  İsrail burada hep sabah baskın yapar, Filistin’de anneler gece gündüz nöbet tutar” sözlerini hafızamdan silemiyorum..

         İsrail’in açık senet ile almak istediği Aksa’ya çok yakın, uzunluğu 3 metre, genişliği 2 metreyi geçmeyen, penceresi dahi olmayan tek odalı evlerini satmayan Filistinli kardeşlerimin gözlerine bakınca rahat ve geniş evlerimizde otururuken söylediğimiz “Ama Filistinliler de topraklarını satıyor” cümlesini hatırlıyor ve  kahroluyorum..

Şimdi Mustafa hocamın Kudüs‘e kaç kere gittiniz? diye sorduğumda verdiği “KUDÜS’E BİR KERE GİDİLİR BİR DAHA DÖNÜLMEZ” cevabını daha iyi anlıyorum.. Artık Muhammed hocamın “Filistin’de taşlar dahi Türkleri tanıyor dediği bu topraklarda Türk’ün ‘beklenen’ olduğunu çok iyi biliyorum.. Ve 15 Temmuz gecesi ne yaptınız? soruma Musa hocamın “Biz 15 Temmuz’da sizden daha çok korktuk, çünkü Türkiye bizim son umudumuzdur, İsrail askerlerinden kurşun yiyeceğimizi bile bile sokaklara çıktık, zaferinizi kutladık. Erdoğan istesin asker olarak değil kurşun olarak geliriz” sözlerini hiç unutmayacağım.. Evet utanıyorum..

Kudüs ümmetin şerefiyken hâlâ Kudüs’e niye gittin? sorusuna muhatap olmaktan utanıyorum.. Ama şimdi ben soruyorum; Sen Kudüs’e hâlâ neden gitmedin..?

 

Sizde bir yorum yapın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.